Sovyetler
Türkiye’den Toprak Talebinde bulundu mı? Dr. Cüneyt
Akalın*
|
Giderek önem kazanan Türk-Rus ilişkilerinin
geleceği açısından olsun,yükselen Avrasya Hareketi’nin
gelişimi açısından olsun, geçmişteki kimi çarpıt-
maları irdelemek ödev olarak önümüzde duruyor.
ABD
yanlılarının Türkiye’de 60 yıldır bıkmadan usanmadan
pompaladıkları “Sovyet talepleri” iddialarının ögeleri
şunlardır:
Sovyet hükümeti II. Savaş Sonrası,
- 1936 Montrö Sözleşmesi’ni değiştirmek
istedi. Biz de mecbur kaldık, ABD’den yardım aldık.
Bu
iddialar gerçek değildir.
Türk Kaynaklarında Sovyet Talepleri
Türk
kaynaklarında bu iddialar konusunda, ne yazık ki, geniş bir oydaş-
ma (konsensüs) söz konusudur. Kimi sol yazarlardan karşı
çıkışlar gelmiştir.
İddiaya
konu olan olaylar şunlardır: 1944 yılında, yani Savaşın
Almanya’nın yenilgisi ile sonuçlanacağının açık
seçik ortaya çıkması üzerine barış arayışları
hızlanır. Savaşın galipleri ABD ile Sovyetler Birliği Savaş
sonrası dünya düzeninin esasları üzerinde
çalışırlar.
Sovyet dışişleri bakanı Molotov, Türkiye ile
Sovyetler Birliği arasında 17 Aralık 1925’te imzalanan ve süresi
7 Kasım 1945’de bitecek olan Türk-Sovyet Dostluk ve
Tarafsızlık Antlaşması’nın İkinci Dünya Savaşı’nda
meydana gelen ” derin değişikler”den dolayı feshi talebini 19
Mart 1945’de Türkiye’nin Moskova büyükelçisi
Selim Sarper’e iletir
Türk
hükümeti, 4 Nisanda Ankara’daki Sovyet elçisine
verdiği yanıtta Sovyet önerilerini sorar, her iki tarafın da
çıkarlarına uygun bir başka paktın yapılabileceğini
bildirir. Böyle bir kararı beklediği anlaşılan Türkiye
hükümeti telaşa kapılmaz, Sovyetlerle diyalogu sürdürür.
Nisan
başı ile ile Haziran başı arasında Türkiye’de bulunan
Moskova elçisi Sarper ile Sovyetlerin Ankara elçisi
Vinogradov arasında Ankara’da ve Mayıs ayında başbakan Hasan
Saka ile Molotov arasında San Fransisco’da bu konuda görüşmeler
yapılır. Buraya kadar da sorun yoktur.
Sorun ve çelişkili bilgiler 7 Haziran 1945’de
Moskova’da gerçekleşen
Molotov-Sarper
görüşmesinde başlıyor. Türk elçisi Sarper’in
bildirdiğine göre, Molotov 1921 Antlaşması’nın
Sovyetler’in güçsüz döneminde aktedilmiş
olduğunu önce bu meselesi düzeltmek gerektiğini söyler.
Sarper buna “Türki- ye’de bunu hiç bir hükümet
kabul etmez, ben de bunu Türk hükümetine iletemem.
Kaldı ki Sovyetlerin ne bu araziyle ne de birkaç bin nüfusa
ihtiyacı vardır” yanıtını verir. Molotov israrcı olmaz,“ Bu
konuyu şimdilik görüşme- yelim ama sorunları halletmiş
olmayız, konuşmayı sürdürelim” yanıtını verir.
Özetle, iddialara bakılırsa, 7 Haziran 1945
görüşmesinde Sovyetler’in talepleri şunlardır:
1921
tarihli Moskova Antlaşması ile tespit edilen Türk-Sovyet
sınırında Sovyetler Birliği lehinde düzeltmeler yapılması,
Boğazlar’ın
TC ile SB tarafından ortaklaşa savunulması,
Montrö
Sözleşmesi’nde değişiklikler yapılması,
Bu görüşmenin tek belgesi, Selim Sarper’in
Ankara’ya çekmiş olduğu uzun telgraftır. Türk
tezinin dayandırıldığı kaynak budur. Başka bir belge yoktur.
Kars
ve Ardahan konusunda sonraları spekülasyonlara yol açan
talep iki Gürcü profesörden gelir. 20 Aralık 1945’de
bir Tiflis gazetesinde yayımlanan mektuplarında bu iki profesör
Karadeniz sahilinin Gürcistan’a ait olduğunu ve Sovyetler’e
iade edilmesi gerektiğini öne sürmüşler ve bu
görüşler Sovyet basınında yeralmıştı.
Peki
iki Gürcü profesörün yazdığı bir metin SB
hükümetini bağlar mı?
Bu
konu kimilerince şöyle yorumlanıyor: O dönemde SB
Stalin’in “pençesi altında” idi. Totaliter bir sistem
egemendi. Her şeyden haberi olan Stalin’in bu olaydan haberli
olmaması mümkün değildi.
Sovyet hükümeti 1946 yılında Türk
hükümetine iki nota verir. Bu notalarda Boğazlar’ın
yasal statüsünün Karadeniz’e kıyıdar devletlerce
belirlenmesi ve Boğazlar’ın güvenliğinin Türkiye ve
Sovyetler Birliği’nce
Birlikte
sağlanması talep edilmektedir. Her iki resmi nota Türk
hükümetince reddedilmiş ve tartışma bitmiştir.
Sovyet
lideri Stalin’in 5 Mart 1953’de ölümünün
ardından, 30 Mayıs 1953’de Türkiye’ye yeni bir nota sunan
dışişleri bakanı Molotov Sovyet hükümetinin Türkiye’den
hiçbir toprak talebi olmadığını açıkça
belirtmiş ve taraflar arasında aslında Soğuk Savaş’ın
yarattığı soğukluk giderilmiş, ilişkiler normale dönmüştür.
Ancak bu nota bile kimi Amerikancı çevrelerce “ bak itiraf
ediyorlar, eskiden emelleri vardı, şimdi vazgeçtiler”
şeklinde yorumlanmıştır.
II.
Dünya Savaşı sonrası dönemde, Türkiye-Rusya
ilişkilerini gölgeleyen “Sovyet talepleri” iddiaları
Amerikan kaynaklı kötü niyetli bir propagandadan, bir
çarpıtmadan başka bir şey değildir.
|