Добро Пожаловать Международное Евразийское Движение
Развитие детей ЭСТЕР
Облачный рендеринг. Быстро и удобно
от 50 руб./час AnaRender.io
У вас – деньги. У нас – мощности. Считайте с нами!
Поиск 
 
                             

25 апреля, четверг Новости Регионы Евразийский Союз Молодёжи Евразия-ТВ Евразийское обозрение Арктогея  

Разделы
Евразийское Обозрени
СМИ о евразийстве
Новости
FAQ
Материалы
Выступления Дугина
Интервью Дугина
Статьи Дугина
Коммюнике
Хроника евразийства
Тексты
Пресс-конференции
Евразийский документ
Геополитика террора
Русский Собор
Евразийская классика
Регионы
Аналитика
Ислам
США против Ирака
Евразийская поэзия
Выборы и конфессии
Экономический Клуб
Интервью Коровина
Статьи Коровина
Выступления Коровина
Евразийство

· Программа
· Структура
· Устав
· Руководящие органы
· Банковские реквизиты
· Eurasian Movement (English)


·Евразийская теория в картах


Книга А.Г.Дугина "Проект "Евразия" - доктринальные материалы современного евразийства


Новая книга А.Г.Дугин "Евразийская миссия Нурсултана Назарбаева"

· Евразийский Взгляд >>
· Евразийский Путь >>
· Краткий курс >>
· Евразийская классика >>
· Евразийская поэзия >>
· Евразийское видео >>
· Евразийские представительства >>
· Евразийский Гимн (М.Шостакович) | mp3
· П.Савицкий
Идеолог Великой Евразии

(музыкально-философская программа в mp3, дл. 1 час)
Кратчайший курс
Цели «Евразийского Движения»:
- спасти Россию-Евразию как полноценный геополитический субъект
- предотвратить исчезновение России-Евразии с исторической сцены под давлением внутренних и внешних угроз

--
Тематические проекты
Иранский цейтнот [Против однополярной диктатуры США]
Приднестровский рубеж [Хроника сопротивления]
Турция на евразийском вираже [Ось Москва-Анкара]
Украинский разлом [Хроника распада]
Беларусь евразийская [Евразийство в Беларуси]
Русские евразий- цы в Казахстане [Евразийский союз]
Великая война континентов на Кавказе [Хроника конфликтов]
США против Ирака [и всего остального мира]
Исламская угроза или угроза Исламу? [Ислам]
РПЦ в пространстве Евразии [Русский Народный Собор]
Лидер международного Евразийского Движения
· Биография А.Г.Дугина >>
· Статьи >>
· Речи >>
· Интервью >>
· Книги >>
Наши координаты
Администрация Международного "Евразийского Движения"
Россия, 125375, Москва, Тверская улица, дом 7, подъезд 4, офис 605, (м. Охотный ряд)
Телефон:
+7(495) 926-68-11
Здесь же в штаб-квартире МЕД можно приобрести все книги Дугина, литературу по геополитике, традиционализму, евразийству, CD, DVD, VHS с передачами, фильмами, "Вехами" и всевозможную евразийскую атрибутику.
E-mail:
  • Админстрация международного "Евразийского Движения"
    Пресс-служба:
    +7(495) 926-68-11
  • Пресс-центр международного "Евразийского Движения"
  • А.Дугин (персонально)
  • Администратор сайта
    [схема проезда]
  • Заказ книг и дисков.
    По почте: 117216, а/я 9, Мелентьеву С.В.

    Информационная рассылка международного "Евразийского Движения"

  • Ссылки



    Евразийский союз молодёжи

    Русская вещь

    Евразия-ТВ
    Счётчики
    Rambler's Top100



    ..

    Пресс-центр
    · evrazia - lj-community
    · Пресс-конференции
    · Пресс-центр МЕД
    · Фотогалереи
    · Коммюнике
    · Аналитика
    · Форум
    Евразийский экономический клуб

    Стратегический альянс
    (VIII заседание ЕЭК)
    Симметричная сетевая стратегия
    (Сергей Кривошеев)
    Изоляционизм неизбежен
    (Алексей Жафяров)
    Экономический вектор терроризма
    (Ильдар Абдулазаде)

    Все материалы клуба

    Рейтинг@Mail.ru
    Belgeler | AVRASYA’DA BÜYÜK ADIM | Rusya heyetinin tarihi mesajları | 17.12.2003 Напечатать текущую страницу

    Atıflar:

    Uluslararası Avrasya Hareketi kuruldu

    “Avrasya” Partisinin Turkiye “Işçi Partisi” liderleri ile görüşmesi.

    AB'ye nispet Avrasya Birliği

    AVRASYA’DA BÜYÜK ADIM


    Rusya heyetinin tarihi mesajları

    Rusya devlet yönetimine dahil ve yakın şahsiyetlerden oluşan Uluslararası Avrasya Hareketi (UAH) heyeti İstanbul’da tarihi mesajlar verdi. Mesajların içeriği Avrasya’nın yeni bir kutup olarak ortaya çıkmasından Türkiye-Rusya ilişkilerine, Irak’tan Kıbrıs sorununa kadar geniş bir alanda Türkiye’yi çok yakından ilgilendiren konuları kapsıyordu.

    UAH Yüksek Konsey Başkanı Aleksander Gelyeviç Dugin, Yüksek Konsey üyesi ve Rusya Federasyonu Olağanüstü ve tam Yetkili Büyükelçileri Albert Sergeyeviç Çernişev ve Anatoli Safronoviç Zaytsev ile Moskova Uluslararası İlişkiler Devlet Enstitüsü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Kaleriya Antoninovna Belova’dan oluşan heyet İstanbul Üniversitesi’nce 11 Aralık’ta düzenlenen “Avrasya Açısından Irak ve Kıbrıs” konulu konferansa katıldı ve İşçi Partisi ile temaslarda bulundu.

    YENİ YAKLAŞIMIN İŞARETLERİ

    Uluslararası Avrasya Hareketi’nin kuruluş konferansı, İşçi Partisi’nden de bir heyetin katılımıyla 20 Kasım 2003 tarihinde Moskova’da yapılmıştı. Kurucu Konferans sonunda yapılan seçimlerde UAH’nin Yüksek Konseyi için seçimler yapılmış ve İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek de Yüksek Konsey üyeliğine seçilmişti. Konferans çalışmaları için Moskova’da bulunan İP heyeti burada Rusya devlet yönetimine dahil ya da yakın bulunan şahsiyetlerle önemli görüşmelerde bulunmuş ve Rusya’nın, Türkiye’nin ulusal çıkarlarını ilgilendiren konularda yeni bir yaklaşım geliştirmek üzere olduğunun işaretlerini tesbit etmişti. İP heyeti bu görüşlerin Türkiye ve KKTC’de bilinmesinin önemli olduğunu belirtmiş ve 14 Aralık’taki KKTC seçimleri öncesinde bazı şahsiyetlerin Türkiye’ye gelmesi prensip olarak kabul edilmişti. Rusya heyetinin ziyareti, son seçimlerle yeni bir döneme giren Rus siyasal sahnesi açısından da önemliydi. Seçimlerde Duma’daki Atlantik yanlısı güçler tasfiye olurken yerlerine Avrasyacı milletvekilleri geldi. Bu durumu Büyükelçi Çernişev şöyle özetledi: “Parlamentoda şimdi güçlüyüz. İstediğimiz şeyleri başarabiliriz.” Havalimanının VIP salonunda İP Uluslararası İlişkiler Bürosu tarafından karşılanan Rus heyetine gazeteciler büyük ilgi gösterdi. Toplu resim çekmek isteyen gazetecilere Çernişev Türkçe olarak “Resmi güzel çekin, Avrasya gibi olsun” dedi.



    “KIBRIS, AVRASYA İÇİN ÇOK ÖNEMLİ”

    9 Aralık günü Türkiye’ye gelen Rus heyeti 12 Aralık günü ülkemizden ayrıldı. Üç günlük ziyaret boyunca yoğun bir program uygulandı. 9 Aralık günü UAH Yüksek Konsey Başkanı Aleksandr Dugin’in başkanlığındaki heyet ile Doğu Perinçek başkanlığındaki İP heyeti arasında görüşmeler yapıldı. Görüşmelerde, Avrasya’yı ilgilendiren konular ele alındı ve özellikle Kıbrıs sorunu üzerinde duruldu. Perinçek, Kıbrıs meselesinin sadece Kıbrıs Türklerini, sadece Türkiye’nin ulusal güvenliğini ilgilendirmediğini, Rusya’yı savunmak için de KKTC’nin desteklenmesi gerektiğini vurguladı. Rus heyeti de Avrasya açısından Kıbrıs sorununun taşıdığı önem konusunda bilgilerinin derinleştiğini belirtti ve Rus devlet yetkililerine kendi yorumlarıyla birlikte sunmak üzere Doğu Perinçek’ten kapsamlı bir yazı istedi.

    RUSLARIN KKTC’Yİ ZİYARETİ

    Üç günlük temasların ağırlıklı konusunu Kıbrıs sorunu oluşturdu. Rus heyeti, ziyaretlerinin Moskova’da çok ciddi olarak ele alındığını belirtti ve Türkiye’deki temaslarının sonuçları hakkında ayrıntılı olarak bilgilendirmede bulunacaklarını ifade etti. Üç günlük programın sonunda İP, bir Rus heyetinin en kısa zamanda KKTC’ye ziyarette bulunmasının yararlı olacağını bildirdi. Bu görüş prensip olarak kabul edildi.

    BASIN TOPLANTISI VE GÖRÜŞMELER

    Rus heyeti 10 Aralık’ta Dedeman Oteli’nde İP Genel Başkanı ve UAH Yüksek Konseyi üyesi Doğu Perinçek’in de katıldığı bir basın toplantısı düzenledi. Basın toplantısında Türkiye-Rusya ilişkileri ve Kıbrıs konusu büyük yer tuttu.

    Aynı gün UAH ve İP heyetleri arasında ikinci bir görüşme daha yapıldı. Bu görüşmenin konusunu, Uluslararası Avrasya Hareketi’nin tüzüğü, programı, örgütlenmesi ve faaliyetleri oluşturdu. Görüşmede, İşçi Partisi’nin girişimleriyle düzenlenen Birinci ve İkinci Uluslararası Avrasya Konferanslarıyla oluşturulan Avrasya İnisiyatifi ile UAH’nin örgütlenmesi ve faaliyetlerinin birleştirilmesi kararlaştırıldı. Bu alanda atılacak somut adımlar üzerinde duruldu. Görüşmede Avrasya televizyonunun inşaası üzerinde de fikir birliğine varıldı.

    SEÇKİN KATILIM

    11 Aralık günü İstanbul Üniversitesi tarafından düzenlenen “Avrasya Açısından Irak ve Kıbrıs” konulu konferans öncesinde, İÜ Rektörü Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu Rus heyeti üyeleriyle makamında bir görüşme yaptı. Alemdaroğlu bu görüşmede Türk-Rus ilişkilerinin tarihsel ve stratejik önemi üzerinde durdu. Daha sonra konferans çalışmalarına geçildi. İÜ İletişim Fakültesi’nde yapılan konferansı İÜ Rektörü Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu yönetti. UAH Yüksek Konseyi Başkanı Aleksander Dugin’in açılış konuşmasıyla başlayan konferansta KKTC Cumhurbaşkanlığı Müsteşarı Üstün Olgun ile Büyükelçiler Albert Çernişev ve Anatoli Zaytsev de birer konuşma yaptı. Bu konuşmalardan sonra Emekli Orgeneral Çetin Doğan, AKP İstanbul Milletvekili Nevzat Yalçıntaş ve İP Genel Başkanı Doğu Perinçek de söz aldı. Daha sonra dinleyicilerin yönelttiği sorular yanıtlandı. Dinleyiciler arasında Em. Tuğg. Veli Küçük, İstanbul Tabipler Odası Eski Başkanı Prof. Dr. Orhan Arıoğlu, USİAD Genel Başkanı Kemal Özden ve bazı konsolusluk görevlileri gibi seçkin kişilikler yer aldı. Konferansta MGK Eski Genel Sekreteri Em. Org. Tuncer Kılınç’ın mesajı da okundu.

    ARTIK RUSYA’NIN DA MESELESİ

    Aynı günün akşamı İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü, üniversitenin Baltalimanı Tesisleri’nde Rus heyeti onuruna bir yemek verdi. KKTC Müsteşarı Üstün Olgun’un da bulunduğu yemekte, Ocak ayı içerisinde bir Rus heyetinin KKTC’yi ziyaret etmesi konusunda görüş birliğine varıldı. Sıcak ve samimi bir havada geçen yemekte UAH Yüksek Konseyi Başkanı Dugin’in söylediği şu sözler heyetin Türkiye ziyaretinin sonuçlarını özetliyordu: “Kuzey Kıbrıs artık sadece Türkiye’nin değil, Rusya’nın da meselesidir.”

    RUS HEYETİNİN ÖNEMLİ VURGULARI

    ALEKSANDR DUGİN:

    “TÜRKİYE’NİN TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜ BİZİM İÇİN ÇOK ÖNEMLİ”

    “TÜRKİYE ŞU ANDA BİZİM İÇİN YUNANİSTAN’DAN ÖNEMLİ”

    “AVRASYACILIK TÜRK YANLILIĞI DEMEKTİR”

    “ABD’NİN KIBRIS VE IRAK’A MÜDAHALESİ KABUL EDİLEMEZ.”

    “ABD MUHALİFLERİ DESTEKLİYORSA BİZ DENKTAŞ’IN YANINDAYIZ”

    ALBERT ÇERNİŞEV:

    “DÜNYADA ETNİK TEMELDE BÖLÜNMELERLE KARŞI KARŞIYAYIZ. 6 BİN ETNİK GRUP VAR 6 BİN DEVLET Mİ OLSUN?”

    “TÜRKİYE VE RUSYA ARASINDA STRATEJİK ORTAKLIK KURULMALIDIR.”

    ANATOLİ ZAİTSEV:

    “14 ARALIK SEÇİMLERİNDEN SONRA DENKTAŞ’LA GÖRÜŞECEĞİZ VE ÇÖZÜMLERİMİZDE DEĞİŞME OLACAK”

    ZİYARETİN İKİNCİ GÜNÜ BASIN TOPLANTISI...

    Kıbrıs ve Irak konusundaki değerlendirmeler basına aktarıldı

    Rus heyeti 10 Aralık günü İstanbul Dedeman Oteli’nde bir basın toplantısı yaptı. Toplantıya, Uluslararası Avrasya Hareketi Başkanı Aleksandr Dugin, Rusya Federasyonu Olağanüstü ve Tam Yetkili Büyükelçileri Albert Çernişev, ve Anatoli Zaitsev ile İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek katıldı. Basın toplantısının sunuş konuşmasını yapan Perinçek şunları söyledi: “Şu an ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Marc Grosmann Türkiye’de bulunuyor. Türkiye’den İncirlik Üssü’nü tekrar kullanmayı, yeni üsler kurmayı talep ediyor. Bunun ötesinde Türkiye’yi Ortadoğu ve Orta Asya’ya kriz bölgelerine bir müdahale gücü olarak sürmek için bir listeyle, bir paketle gelmiş bulunuyor. Bunun özeti şudur: Türkiye piyon yapılmak isteniyor. Bu aynı zamanda Türkiye’nin parçalanması, Türk devletinin ortadan kaldırılması sürecinin parçasıdır. Şu ortaya çıkmıştır ki, Türkiye’ye Atlantik’te bağımsız bir devlet olarak yer yok. Türkiye, Kıbrıs’tan gelen tehdidi, Kuzey Irak’ta kukla devletle gelen tehdidi ve ABD’nin Türkiye’yi kriz bölgelerine ateşe sürme tehdidini Avrasya politikasıyla göğüsleyebilir. Türkiye’ye Atlantik’te yer yok, Atlantik’te piyonluk var. Ama Türkiye’ye Avrasya’da bağımsız, kişilikli bir devlet olarak yer var. Türkiye ABD’den gelen bu baskıları göğüsleyebilecek stratejik olanaklara, müttefiklere, ittifak potansiyeline sahiptir ve Rus heyetinin şu sırada burada bulunması bu açıdan çok anlamlıdır. Türkiye’nin yalnız olmadığını gösteren çok önemli bir olaydır.”

    DUGİN: “AVRASYA AÇISINDAN TÜRKİYE, BİZE YUNANİSTAN’DAN YAKIN”

    Basın toplantısında Perinçek’ten sonra UAH Yüksek Konsey Başkanı Dugin söz aldı ve şunları söyledi: “Avrasyacılık ilk olarak 1927 Rus mülteci ortamında meydana çıktı. Başlangıçta bu felsefe Batı merkezciliği ve Batı medeniyetini yegâne medeniyet olarak reddetti ve çok medeniyetli dünya öngördü. Jeopolitik fikri de, Rus devlet tarihinde Türk faktörünün çok olumlu olduğuydu. Slavcılık fikir akımı vardı. Onlara karşı olan Avrasyacılık fikri Turan kimliğini tanıyordu. 1980’lerde yeni bir Avrasyacılık ortaya çıktı. Bu, eski Avrasyacılığın temellerini modernize etti. Bugün uluslararası bir hareket haline geldik. ABD merkezli Yeni Dünya Düzeni’ne karşı biz çok kutuplu dünya düzenini öngördü. ABD çok büyük bir devlet ve onun oluşturduğu değerler sistemi tabii ki etkilidir. Ancak evrensel bir değerler sistemi olarak dünyaya kendini takdim etmeye hakkı yoktur. Avrasya kıtasında birkaç ülke, birkaç devlet var ki, çok kutuplu dünya medeniyetinin temeli olabilir.

    Şimdi Irak’taki olaylardan sonra Avrasya coğrafyasında yeni çizgiler ortaya çıkıyor. Somut bir çok kutupluluk, bu devletlerin çıkışıdır. ABD stratejisi ise bugünlerde birbirine dost devletlerin aralarındaki bağları koparmayı hedefliyor. Dünyada Avrasyacılık, ABD’lilerin dünyayı sömürge haline getirmelerine karşılık Rusya hakimiyeti değil, Türk hakimiyeti değil; her kültürün kendi kimliğini geliştirme hakkı tanıyor. Bunun için Avrasyacılıkta tek boyutlu seçim problemi ortadan kaldırılıyor. Yani bazı çelişkiler sentez haline geliyor. Mesela siyasette sağcı-solcu çatışması aşılmıştır. Avrupa-Rusya çatışmasını da aşıyoruz. Avrasyacılığın en önemli yolu, Rus-Türk ilişkilerinde bazı çelişkileri ortadan kaldırmasıdır. Sanıyoruz ki Türkiye’nin özü Avrasyacılıktır.

    AVRASYALICILIK’IN ÖZÜ

    Ama bu Avrasyacılığın özü, Türkiye’nin Rusya içerisine girmesi değildir. Kendi egemenliğini, bağımsızlığını ve kültür kimliğini korumasıdır. Çok kutuplu dünya kurulurken biz Rusya-Türkiye işbirliğine mecburuz. Kıtamızda çok problem var. Kafkasya, Kıbrıs, Irak, Gürcüstan... Çok karışık problemler. Ama güç kullanmaksızın yalnız Avrasya devletlerinin bir araya gelmesiyle bu problemleri çözeceğiz. Biliyoruz ki, Rusya’nın Yunanistan ile oldukça iyi ilişkileri var. Ne var ki, Avrasyacılık bakımından Türkiye, Rusya için Yunanistan’dan daha önemlidir. Bunun için Avrasyacılık hareketinde Moskova-Ankara ekseni en önemli eksenlerden biridir. Aynı zamanda Rus-Türk yakınlaşması üçüncü bir ülkeyi tehdit eden bir yakınlaşma değildir. Türkiye’nin Avrupa yolu uzun, ince ve zorlu bir yol, Moskova ile Ankara arası çok daha kısadır.

    Avrasyacılık jeopolitik çerçevede Türkiye’nin kendi egemenliğini sağlamlaştırması ve geliştirmesi için büyük bir şanstır. Çünkü hepimiz küreselleşmenin tehdidi altındadır. Rusya bölgesel problemlerin birçoğunu Türkiye ile işbirliği yaparak halledebilir. Buraya gelişimiz, bu temel jeopolitik eğilimlerin incelenmesi içindir.”

    “KIBRIS’TA ÇÖZÜM İÇİN GAYRET İSTER”

    Basın toplantısında bir gazeteci, KKTC’deki seçimlerde muhalefetin kazanmaması halinde ABD’nin sonuçları tanımayacağını bildirdiğini hatırlatarak bu konuda rusya’nın yaklaşımını sordu. Bu soruya, Büyükelçi Çernişev yanıt verdi: “Yakındoğu’daki olaylardan anlaşılıyor ki, kararlar, yani çözümler çok gayret ve zaman istiyor. Görüyoruz ki, gerçekçi olarak bu problem bugüne kadar çözülemedi. KKTC’deki yapılacak seçimlere ise, dışarıdan her türlü müdahaleye karşıyız. Ne olursa olsun her türlü müdahaleye karşıyız. Ama destek istenirse dostça yaklaşımda bulunuruz. Kıbrıs ile birlikte Karabağ, Gürcüstan, Moldova ve başka sorunlar var. Siz orada, biz burada birbirimize yardımcı olmalıyız. Kıbrıs’ın kaderini oradakie iki tara kendi gücüyle halletmeli. Şu iyi anlaşılmalıdır ki, seçim arifesinde bir tarafın, bir toplumun içişlerine kesinlikle karışılmamalı.”

    ZAİTSEV: “YENİ İKTİDARLA, YENİ ÇÖZÜMLER ARAYACAĞIZ”

    Aynı soruya Büyükelçi Zaitsev de şöyle yanıt verdi: “Kıbrıs’taki gelişmeleri dikkatlice izliyoruz. Kıbrıs Rusya için önemli bir bölgedir ve tabi ki Kıbrıs’a olumlu gözle bakıyoruz. Bu önemli bölgede barış ve istikrarın sağlanmasını istiyoruz. Seçimden sonra da bu problemi yeni iktidarla konuşmak, gözden geçirmek ve belki yeni çözümler bulmak için konuşmaya hazırız. Oraya gideceğiz.”

    “KUZEY KIBRIS HALKI KENDİ KADERİNİ TAYİN ETMELİ, TABİİ ANAVATANA BAĞLILIK UNUTULMADAN”

    Gazetecilerin Kıbrıs’la ilgili ısrarlı sorularına Dugin de yanıt verdi. Dugin şunları dile getirdi: “ABD’nin hem Kıbrıs’a, Gürcüstan’a ve başka yerlere müdahale etmesi çatışma için zemin yaratıyor. Avrasya konseptine karşı Amerikan konsepti, ‘Anaconda’ konseptidir, yani kıtaların kıyı bölgelerini kontrol altında tutmaktır. Bu devletlerin halkları kurban oluyor. Mesela ABD’liler çok tutucu, gerici Suudi rejimini bile kabul ediyorlar. Hatta aşırı İslamcıları da destekliyorlar. Ama örneğin demokratik bir devlette insan haklarının ihlal edildiğini iddia ediyorlar. Bu çifte standart Kıbrıs’ta aşırı düzeyde kullanılacak. ABD halkların ve devletlerin egemenliğine ahlaksızca karışıyor. ABD kendi tarafında olanı yasal olarak görüyor, taraftarı olmayanı da yasadışı olarak görüyor. Avrasyacılık, bu durumu radikal şekilde değiştirmeyi öngörüyor. Halklar, devletler ve medeniyetler kendi kaderlerini kendileri tayin etmeli. Avrasyacılık yaklaşımına göre, Kuzey Kıbrıs’ın kaderini öz halkı tayin etmeli. Yani kendi iradesini açıkça göstermeli. Halkların ve insanların hakları korunmalı, ama milli fikir, yani anavatana bağlılık unutulmadan yapılmalı.”

    ÇERNİŞEV: “GÜNCEL KONU DEVLETLERİN TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜDÜR”

    Basın toplantısında Rusya’nın Kuzey Irak politikası da gündeme geldi. Bu konuda Çernişev şöyle konuştu: “En güncel konu devletlerin toprak bütünlüğünün korunmasıdır. Halkların kendi kaderlerini kendilerinin tayin etme hakları vardır. Ama dünyamızda 6 bin etnik grup vardır. Yani 6 bin devlet mi kuracağız? Şimdi dünyada 200’e yakın devlet varken zaten durum çok zordur. Bakınız Yugoslavya tek bir devlet idi. Şimdi parçalanmış durumda ve ortaya çıkan küçük ‘prenslikler’ Batı etkisi altında kalıyorlar. Devletlerin toprak bütünlüğü korunmalı. Çok milletli, çok etnik gruplu devletlerin içerisinde bütün milletler birlikte yaşamayı öğrenmeli. Biz Avrasya coğrafyasında bulunan devletleri çok milletli, çok etnik gruplu devlet halinde görmek istiyoruz. Devletler parçalandığı zaman Yugoslavya gibi, Gürcüstan gibi ve başka yerlerdeki gibi çatışmalar meydana geliyor. Irak’a yaklaşımımız da aynı, yani Irak’ın toprak bütünlüğü korunmalı diyoruz. Ama içerisinde yaşayan halklar birlikte yaşama yolunu arasınlar.”

    “BOMBALARIN HEDEFİ TÜRKİYE’Yİ ATLANTİK’E DÖNDÜRMEK”

    Bir gazeteci, Rus heyetine İstanbul’daki patlamaları sordu. Bu soruya cevap Dugin’den geldi: “İncelememize göre bu olayların hedefi Türkiye’yi Atlantik çizgisine geri döndürmek. Çünkü Türkiye son zamanlarda ve özellikle Irak olayından sonra Atlantik’ten uzaklaşma yolunu seçti. Türkiye’yi aynı yola geri döndürmek için böyle bir eylem yapılıyor. Böyle eylemler, İslamcı kuvvetlere, Kürtlere hiçbir yarar sağlamıyor. Ama İngiliz-ABD blokunun çıkarları gözle görülüyor. Elimizde kanıt yok, ama bu mantıksal çıkarsamaya dayanan bir analiz. Kimin çıkarlarına uyuyorsa o yapmıştır demek gerekiyor. Mesela Rusya’da yapılan terörist eylemler Çeçenlerin çıkarlarına hiç uymuyordu. Tiyatro salonuna saldırı düzenlemeleri, yasadışı bir olaydır. O saldırıyı Çeçenler gerçekleştirdi, ama hedef başka idi. Terörist eylemlerin her zaman bir arka yüzü, başka bir yönü vardır.”

    “BİREYLERİN DEĞİL, HALKLARIN HAKKI ÖNEMLİ”

    Bir gazeteci “Türkiye’nin insan hakları karnesi hakkında Rusya ne düşünüyor” şeklinde bir soru sordu. Çernişev bu soruya şöyle yanıt verdi: “Bunu değerlendirmek bizim işimiz değildir. Yani kendi ülkemiz için söyleyebilirim, ama siz kendi ülkenizi daha iyi bilirsiniz. İnsan hakları yalnız anayasa ve kanunlarla sağlaştırılamaz. Çünkü günlük hayatta somutun kendisidir. Bunun için insan hakları safhasında belirli bir kültür oluşturulmalıdır.” Aynı soruya UAH Yüksek Konseyi Başkanı Dugin de yanıt verdi: “Liberal ekonominin vurgusu insan haklarıdır. Bu konuda denge oluşturulması gerekir. Sadece bireylerin hakları değil, aynı zamanda halkların hakları da vardır. Bu Avrasyacılık’ta insanlığın temel prensiplerindendir. ABD, kendi jeopolitik çıkarlarına göre insan hakları üzerinde vurgu yapıyor. Türkiye NATO’ya daha yakın olduğu zaman burada insan hakları ihlalleri gündeme gelmiyordu. Ama Türkiye birazcık olsun bağımsız bir yola yöneldiği zaman hemen insan hakları konusunda bir problem çıkarıyorlar.”

    KUTU:

    DUGİN, ULUSAL KANAL’IN CANLI YAYININDA AÇIKLADI...

    “ABD muhaliflerin yanındaysa, biz Denktaş’ın yanındayız”

    Uluslararası Avrasya Hareketi Başkanı Aleksandr Dugin, 10 Aralık gecesi Ulusal Kanal’ın Haber Masası programına katıldı. Dugin, programda “Eğer ABD muhaliflerin yanındaysa biz Denktaş’ın yanındayız” dedi. UAH Yüksek Konsey Başkanı, “Avrasya Hareketi ABD’nin kurduğu tek kutuplu dünyanın reddidir ve buna alternatif oluşturmaktadır. Irak’taki poblemlerin Atlantik üzerinden çözümlenmesi zor. Avrasya Irak’taki sorunların çözümlenmesinde daha etkili olur. Bu Avrasya’nın öz problemidir. ABD’nin Irak’ta bulunması geçici bir çözüm gibi görünse de, gelecekte daha önemli problemlere neden olacaktır.” dedi. Dugin’in bu sözleri üzerine Ulusal Kanal ve Aydınlık Dergisi Dış Haberler Şefi Teoman Alili, Dugin’e, “Irak, Kıbrıs Rum Kesimi’ndeki İngiliz üsleri Dikelya ve Agratur’dan kalkan uçaklar tarafından bombalandı. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusunu yöneltti. Dugin soruyu şöyle yanıtladı: “ABD’nin tek başına dünya hakimiyetine razı değiliz. Buna karşı koyuyoruz. Avrasya, ABD’nin hakimiyetine alternatif olacaktır. ABD’nin saldırgan politikasına karşı caydırıcı olacaktır. Bunu tek başına hiçbir ülke başaramaz. Ben Rusya’nın en büyük tirajlı gazetelerinden biri olan İzvestiya’ya Türkiye’nin Irak’ın bombalanması için üslerini kullandırmaması kahramanca bir davranıştır diyerek yazı yazdım.”

    Dugin’in bu açıklaması üzerine “ABD, KKTC seçimlerinde Denktaş’a karşı muhalefeti destekliyor. Bu sizce ne anlama geliyor?” sorusu soruldu. Dugin’in yanıtı ise tarihi önem taşıyordu. Dugin “Eğer ABD Denktaş’ın muhaliflerini destekliyorsa, biz Denktaş’ın yanındayız” dedi. Dugin, konuşmasını şöyle bitirdi: “Gürcüstan’da olup bitenlerin arkasında ABD var. Ancak Gürcüstan’ın toprak bütünlüğünü ABD sağlayamaz. Bunu Rusya başarabilir. Washington, Kafkasya ve Türkiye’de kaos operasyonları yapıyor. KKTC’de de sorunların kısa yoldan çözülmesi için Rusya’yla birlikte çalışılabilir. Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Kesimi’ne tesirimizi kullanabiliriz. ABD, Kıbrıs konusunda ancak uzaktan tavsiyeci olabilir, ub bölgeye karışamaz. Hepimiz birlik olmalıyız.”

    “AVRASYA AÇISINDAN KIBRIS VE IRAK” KONFERANSI

    “Kıbrıs ve Irak sorunları Avrasya’da çözülür”

    Rus heyetin Türkiye ziyaretinde üçüncü gün konferansa ayrıldı. Uluslararası Avrasya Hareketi Başkanı Aleksandr Dugin, İstanbul Üniversitesi tarafından düzenlenen “Avrasya açısından Kıbrıs ve Irak” konulu panelin açış konuşmasını yaptı. Dugin, Kıbrıs, Irak ve Türk-Slav birliği konularında önemli açıklamalar yaptı. Dugin’in bu açıklamaları üzerine panelin katılımcısı KKTC Cumhurbaşkanlığı Müsteşarı Ergun Olgun, “Dugin’in söylediklerine büyük ölçüde katılıyorum” dedi ve Rus heyetini KKTC’ye davet etti. Dugin tarihi önemdeki konuşmasının geniş bir özetini sunuyoruz.

    AVRASYACILIK TÜRK-SLAV BİRLİĞİ’NE DAYANIR

    “Toplantının ismi ‘Avrasya açısından Kıbrıs ve Irak’. Son derece önemli bir konu. Avrasya, hem felsefi hem de stratejik açıdan önem taşıyor. Rusya’nın önemli bilim adamları Avrasyacılık anlayışını ötedenberi tartışageldiler ve bazı sonuçlara ulaştılar. Rus tarihine baktığımızda, Avrasyacılığın bir Slav bir de Türk tarafı vardır. Rusya’nın pratik fikirlerine göre Avrasyacılığın devamlılığında Türkofili (Türk yanlılığı) vardır. Avrasyacıların fikrine göre Rus imparatorluğu ve Türk imparatorluğu Avrasya’nın iki önemli faktörüdür. Bu faktörler dikkate alındığında Türkler ve Slavların tam bir stratejik birlikteliği olmalıdır. Bunun için yakın zamanda yeni Avrasya fikri ortaya çıktı. Rus aydınlar yeni fikirler oluşturdu. Putin de Rusya’nın bir Avrasya ülkesi olduğunu söylemiştir. Bu anlayanlar için çok önemlidir. Doğu ile Batı arasında kendine özgü bir konumdur Avrasya. Küreselleşmenin tehdidi altındadır.”

    TÜRKİYE VE RUSYA’NIN ATLANTİK’TE YERİ YOK

    “Askeri, siyasi, ekonomik bloklar oluşturmak gerekiyor. Egemenliği korumak açısından Avrasya önem kazanıyor. Benim ‘Rusya’nın Jeopolitikası’ adlı kitabımda belirtmiş olduğum gibi Türkiye’nin jeostratejisi de tek kutuplu dünyaya uymuyor. Yani Türkiye’nin tek kutuplu dünya da yeri yok. Zbigniew Brzezinski’ye göre Rusya’nın bir kaç parçaya bölünmesi gerekiyor. Aynı değerlendirmeyi Türkiye için de yapıyorlar. Türkiye’nin onların dünyasında yeri yok. 21. yüzyılın gerçeği olarak çok kutuplu bir dünyada yaşıyoruz. Avrasya yaklaşımı, gün geçtikçe çok kutupluluğu daha çok dayatıyor.

    “Bu durum bizim daha çok yakınlaşmamızı dikta ediyor. Milli devletlerimizi koruyarak Türkiye ve Rusya uluslararası bir güç olabiliriz. Türkiye’de de bu eğilim gittikçe gelişiyor. Türkiye de Rusyayla aynı konumda. Müşterek Avrupa pozisyonuna yönelen tehditler somut hale gelmiştir. Müşterek çabalar sergilememis gerekir. Bağımsızlığı, egemenliği korumak için bu gereklidir. Avrupa bunu anladı. Tarihleri boyunca birbirine düşman olan Almanya ve Fransa’nın, şimdi kendi kimliklerini korumak için biraraya gelmiş olmaları bu açıdan çok önemlidir. Bu sayede Avrupa bir stratejik güç haline geldi. Ancak Türkiye ve Rusya birlikte hareket ederse bu güce karşı güçlü bir pozisyon alabilir.Türkiye ve Rusya Avrasya’da stratejik partner olmalıdır. Biz birlikte olursak başka ülkelerin de varlıklarını korumasına ve milli devletlerini savunmasına yardımcı olabiliriz. Bu fikir sadece Türkiye ve Rusya’yı değil eski Sovyet Devletleri’ni de yakından ilgilendiriyor. Avrasya ülkeleri birlik için hareketlendi. Türkiye ile Rusya arasında Avrasya stratejik işbirliğinin kurulması zorunludur.Bu projeye BDT ülkelerinin büyük bölümü dahildir. Kazakistan büyük önem taşımaktadır. Nursultan Nazarbayev, Avrasya projesini kavramış, önemli bir liderdir. Eski Sovyet Devletleri’nin tümü Türkiye’nin Avrasya Birliği konusunda aktif rol oynamasına önem veriyor. Avrasya ideolojisi, stratejisi ve birliği bize birçok katkılar sağlıyor. Bu hakların temelinde halkların hakkı teorisi yatıyor. Halkların haklarını savunmasına karşı globalizasyonun büyük bir meydan okuması vardır. Türkiye’nin katılmaması durumunda, Avrasya projesi eksik kalır. Avrasya süreci, kendisine yönelen tehditlere cevap vermektedir.Avrasya ile Atlantik arasında uzlaşmaz ihtilaflar bulunmaktadır. Avrasya’ya yönelik tehditleri bitirmek için bir Türk-Slav birliğine ihtiyaç vardır.

    “ATLANTİK, IRAK VE KIBRIS’AMÜDAHALEYLE, AVRASYA’YA MÜDAHALE ETTİ”

    “Avrasya’ya dahil bulunan Irak ve Kıbrıs, dışarıdan müdahale görmektedirler. Atlantik, Irak ve Kıbrıs’a müdahaleleriyle, Avrasya’ya müdahale yönünde ilk iki adımı atmıştır. Irak ve Kıbrıs meselelerine Avrasyalı olmayan Amerika’nın karışması Kabul edilemez. Avrasya’nın içinde de çatışmalar vardır ve Atlantik bunları körüklemektedir. ABD ile İngiltere Avrasya’nın içinde kavga çıkartmaya çalışmaktadır. Atlantik, kaos yaratır, halk ve milletleri birbirine düşürmeye çalışır. Avrupa, Rusya ve Türkiye, Amerika’nın Irak’a saldırısını engellemek için yoğun faliyet yürüttüler. ABD’nin Irak’ta kalmasını Türkiye, Rusya ve Avrupa istemiyor. Irak saldırısına karşı çıkarak ilk büyük hareket yapılmıştır. Irak’taki durumu bugün kenar ülkeler sorunu olarak görebiliriz. Aynı kenar ülke tanımı Türkiye için de yapılıyor. Samuel Huntington Rusya için de kenar ülke tanımı yapıyor. Kürt devleti istikrarsızlık yaratır ve Türkiye için tehdit kaynağıdır. Kuzey Irak’ta bir Kürt devletinin kurulması, istikrarsızlık yaratır.Avrasya ile Atlantik’in mücadelesi devam ediyor. Bu tarihi geçmişi de bulunan Kara-Deniz savaşıdır aslında.

    ATLANTİK, KIBRIS’A KENDİ ÇIKARLARINI EMPOZE EDİYOR

    “Türkiye’nin KKTC’yi kendi egemenlik alanında tutmaya çalışması doğaldır. Bu durum Türkiye’nin bağımsız stratejisinin bir parçasıdır. Atlantik, Kıbrıs’ta kendi çıkarlarını empoze ediyor. Bu durum ne Kıbrıs Türkleri ne de Kıbrıs Rumları için iyi değildir. Çünkü Atlantik burada sadece kendi çıkarlarına gore hareket ediyor. Biz Kıbrıs’ta demokratik bir çözümden yanayız. Kıbrıs’ın geleceğine tabi Kuzey Kıbrıs’ın geleceğine de halklar karar vermelidir. Bizler Kuzey Kıbrıs seçimlerine yapılacak bir müdahalenin doğru olmadığını düşünüyoruz. Böyle bir müdahale Türkiye’nin pozisyonunu zedeleyeceği gibi Rusya’nın pozisyonunu da zedeler. Bu sorunun çözümü için Avrasya ülkelerinin ortak görüşleri alınabilir.Geleneksel Rus politikasına gore Rumlar bize yakındır. Türkiye ise Avrasya’nın demokratikleşmesi açısından bize yakındır. Avrasya stratejik işbirliğini kurmak için çok fazla zaman yok.Türkiye’nin toprak bütünlüğünün korunması, Avrasya sürecinin Rusya açısından nasıl gelişeceğine bağlıdır. Avrasyalılık bir felsefedir, tarihe farklı bir bakıştır. Ben ve benimle birlikte Türkiye’ye gelen sayın Albert Çernişev, sayın, Anatoli Zaitsev ve Doç. Dr. Kalina Belona Antaninova Avrasya’nın uyanması için çalışıyoruz. Benim bu konuda yazılmış binlerce sayfalık kitaplarım var. Aynı şekilde Türkiye’den İşçi Partisi ve Doğu Perinçek’in Avrasya fikrine katkıları çok önemlidir. İstanbul Üniversitesi Rektörü’ne de Avrasya’ya katkılarından dolayı çok teşekkür ederiz. Hehetimizin Türkiye’ye gelmesinden önce eski başbakanımız Yevgeni Primakov ve Mihail Margelov, Türkiye’deki dostlarımıza selam gönderdiler. Avrasya Hareketi bir düşünce labaratuarı olmaktan Uluslararası Birliğe gidiyor. Bu konferansa katılan tüm dostlarımızın Avrasya fikrinin gelişmesi için düşünmesini istiyorum.”

    KUTU:

    KKTC CUMHURBAŞKANLIĞI MÜSTEŞARI OLGUN:

    “Görüşlere katılıyorum ama eyleme geçmek lazım”

    Uluslararası Avrasya Hareketi Başkanı Alexandar Dugin’in bu konuşması üzerine panelin katılımcısı KKTC Cumhurbaşkanlığı Müsteşarı Ergun Olgun, Dugin’in söylediklerine büyük ölçüde katıldığını söyledi. Olgun şöyle konuştu: “Ben ortaya konan görüşlere büyük ölçüde katılıyorum. Ancak bu fikirlerin süratle eyleme dönüşmesi gerekiyor. Sayın Dugin’in de dediği gibi, zaman çok dar ve Avrasya için çözülme Kıbrıs’tan başlayabilir. Kıbrıs Türk halkının yıllardan beri verdiği mücadele seçimlerden sonra Avrupa’nın verceği fetvaya bağlanmış durumda. Bu nedenle Rusya hükümetinden burada yaptıkları açıklamaları eyleme dönüştürmelerini istiyoruz. Rusya’nın Rumlar’dan yana olan tavırlarını demokrasi ve adalet prensipleri açısından gözden geçirmelerini istiyoruz. Kıbrıs’ta 1960 anlaşmalarından kaynaklanan iki devlet var. Verheugen Kıbrıs seçimlerinin sonucuna gore seçimlerin yasal olup olmayacağına karar vereceğini söylüyor. Oysa Kıbrıs Türk halkının kendi yöneticilerini seçme hakkı uluslararası anlaşmalara göre verilmiş. Batı’dan gelen tehdit sayın Dugin’in de söylediği gibi sadece Kıbrıs’I değil Türkiye ve Rusya’yıda ilgilendiriyor. 1960 değerlerinin bozulması dış müdahalelerle karşımıza çıkmıştır. Meselenin bir de demokratik iç bölümü vardır. 1960 anlaşmalarına göre Kıbrıs’taki Rum ve Türk halklarının eşit hakları olduğu Kabul edildi ve bu durum İngiltere parlamentosu tarafından iki kez onaylandı. Buna bağlı olarak ortaklık devleti kurulmuştur. Bugün AB kalkıyor Rum tarafına tüm Kıbrıs’ı temsil hakkı tanıyor. Rusya dahil tüm uluslara sesleniyorum, bu durum devam ettikçe dünya da adaletten bahsedemeyiz. Huntington’un ‘Medeniyetler Çatışması’ kitabında Türkiye bölünecek bir ülke olarak gösterilmektedir ve bu bölünme Kıbrıs’tan başlayacaktır. Ben Avrasya projesini uygulamak için Rus temsilcileri Kıbrıs’a davet ediyorum.”

    Albert Çernişev: “stratejik işbirliği kurmalıyız”

    İÜ’nün panelinde Rusya Olağanüstü ve Tam Yetkili Büyükelçisi Albert Çernişev de konuşmacıydı. Çernişev, “AB’nin karşısına birleşerek çıkmalıyız. Şu anki durumla bizi de sizi de almazlar” dedi ve şöyle devam etti: “Avrasyacılık gerçekten çok iyi bir düşünce. Rusya’da Avrasyalılık fikri yaygınlaşıyor. Bizde kısa süre önce seçimler yapıldı. KKTC’de yaşanan heyecan gibi bizde de sinirler son derece gergindi. İki aşırı Batıcı parti de parlamentoya giremedi. Bizler Rusya, sizler Türkiye olarak Avrasya’nın lokomotifi olmalıyız. Bizler büyük ve güçlü ülkeleriz. Bizim bununla ilgili sorumluluklarımız var. Avrasya sahanlığında Avrasyalılık oluşturmak için herşey var. Bilim adamı, yetişmiş beyin, çok zengin kaynaklar... Dünyanın en zengin bölgesiyiz. Petrol yönünden Araplardan daha zenginiz. Henüz madenden söz etmiyorum. ABD’liler, AB’liler, Çinliler, Avrasyayla ilişkiye girmeden maden kaynakları yönünden varlığını sürdüremez... Bu nedenle bizlerin elimizi uzatıp AB’ye bizi alın diye yalvarmamız gerekmez. Biz kendimize yeteriz. Tabii ki AB’yle işbirliği yapacağız. Ama bizler kendimize yeterliliğimizin de farkında olmalıyız. AB’nin karşısına Avrasya birliği olarak güçlü biçimde çıkmalıyız. O zaman görüşmelerimiz eşitler arasında görüşme olacaktır. Şu an için bizi de sizi de almak istemezler. Uzun yıllardır AB’ye girme çabası içindesiniz. Önümüzdeki beş yıl içinde sizi de bizi de kabul etmeyecekler. Biz elimiz böğrümüzde beklemek yerine Avrasya birliğini oluşturmalıyız. Tabiki hata yapmaksızın. Daha üst düzeyde ilişkiler oluşturmalıyız. Stratejik ortaklık düzeyinde işbirliğimiz olmalı.

    Zaitsev: “Seçimlerden sonra çozüm için yollar aranmalı”

    Rusya Federasyonu Olağanüstü ve Tam Yetkili Büyükelçisi Anatoli Zaitsev, panelde yaptığı konuşmada Kıbrıs konusuna değindi. İlkesel olarak Kıbrıs konusunda toplumların kendi kaderini tayin hakkına önem verdiklerini belirten Zaitsev, “Dugin’in görüşlerine katalıyorum. Biz memuruz diplomatik konuşuruz” dedi. Büyükelçi Zaitsev konuşmasını şöyle sürdürdü: “Sayın Rektörüm toplantının açılışında ‘İÜ, Avrasya Üniversitesidir’ dediniz. Konunun seçimi İÜ’nün gelişmişliğini ifade etmektedir. Bu toplantıyı Avrasya açısından görmek önemli. Ben uygulamacı bir kurumdan geliyorum. Uluslararası Avrasya Hareketi’ne katıldım çünkü Avrasyacılık fikri önemli. Sayın Dugin’in, burada belirttiği fikirlere katılıyorum. Çünkü bu fikirler Kıbrıs konusuna daha geniş bir açıdan bakmamızı sağlıyor. Sizden yeni fikirler ediniyoruz. Çernişev, Kıbrıs konusuyla ilgili olarak toplumların içişlerine karışmama konusuna değindi. La-Haye’de görüşmeler başarısız oldu ve Annan’nın önerdiği plan taraflarca kabul edilmedi. Rusya ilkesel olarak toplumlararası görüşmelerle sonuca ulaşmayı hedefliyor. Benim kanaatimce de toplumlar arası görüşmelerle sonuca ulaşmak mümkün. Burada yapıcı ve siyasi yaklaşımlar önemli. Türkiye ve Yunanistan arasındaki görüşmeler önemli. Rusya BM Genel Sekreteri’nin çözüm arayışlarını destekliyor. Ancak, bunu değiştirilemez bir anayasa olarak görmüyor. Bu planda bazı değişiklikler yapılabilir. Rusya geçmişte olduğu gibi toprak bütünlüğü ve halkların kendi kaderini tayin hakkını savunuyor. Her iki toplumun kendi kararlarını vermesini istiyoruz. Kıbrıs’taki olayların seyrini izliyoruz. Özellikle 14 Aralık tarihindeki seçimleri yakından izliyoruz. Seçimlerden sonra yapıcı uluslararası çabalar sorunun çözülmesine yardımcı olacaktır.”

    AKP Milletvekili Yalçıntaş da paneli izledi

    AKP İstanbul Milletvekili Nevzat Yalçıntaş’ta panele konuk olarak katıldı ve bir konuşma yaptı. Yalçıntaş, Rus seçimlerinde Avrasyacı partilerin başarılı olduğunu söyledi. Yalçıntaş şunları dile getirdi. “Biz sayın Çernişevle birlikte Moskova’dan geldik. Sayın Dugin, Putin’in başmüşaviri olduğu sırada bizi Moskova Bilimler Akademisi’ne çağırdı. Orada bir tebliğ sunmamızı sağladı. Türk tarafı olarak kendi fikirlerimizi anlattık. Son seçimlerde ben AGİT İkinci Başkanı olarak Rus seçimlerini izledim. Bilgilerime yeni bilgeler eklendi. Avrasyacılar başarılı oldu. Bazen bana ‘Rusya’yı çok övüyorsun’ diyorlar. Ancak Avrasya konusunda bir zaaf var. Avrasyacı partiler birleşmeli ittifak kurmalı. Biz ilmi çalışmalarımızı yapıyoruz ve yapacağız. Ancak Avrasya konusunda harekete geçmeliyiz. Rusya’nın Kıbrıs politikası iki toplumu görse yeter.”

    Perinçek: “Avrasya’nın savunması Kıbrıs’tan başlar”

    Avrasya açısından Kıbrıs ve Irak konulu panele İP Genel Başkanı Doğu Perinçek de konuk olarak katıldı. Perinçek, Rus yetkililerin Annan Planı’nı destekleyerek Avrasya’yı nasıl savunacaklarını sordu. “Avrasya bir coğrafya aynı zamanda bir strateji bir politika ve bir uygarlık .Türkiye Avrasya coğrafyasında yer alıyor. Fakat son 50 yıldır Türkiye’nin uyguladığı strateji Atatürk’ün milli devlet stratejisi değil, çağdaş uygarlığa ulaşma, halkçılık stratejisi değil, Atlantik’in stratejisi. Türkiye coğrafya olarak Avrasya’da ama strateji olarak Atlantikte idi. Artık Atlantik’te Türkiye’ye yer yok. Bizim en önemli gerçeğimiz budur. Atlantik’in içinde bağımsız bir milli devlet olarak Türkiye yok bu açıdan Türkiye için Atlantik yok. Çünkü bizim devletimizi kabul etmiyor. Ortadan kaldırmak istiyorlar. ABD’nin tek kutuplu dünya projesinde Türkiye’ye yer yok. Biraz önce konuşmacılar da belirtti. ABD açıkça küreselleşeceksiniz, devletiniz olmayacak diyor. Çok büyük bir devlet bu ben kontrol edemem. Türkiye kontrol edilebilecek kadar küçük hale getirilecek. ABD’nin bir vurucu gücü olarak da korunacak. Türkiye’ye biçilen misyon bu ABD harp akademileri belgelerinde her yerde ve maalesef bizim son iki hükümet programlarında AKP programında diyor ki, Türkiye kriz bölgelerine müdahale gücü olacak. ABD’nin piyonu olacak. Peki Türkiye bunu kabul edecek mi? Yani Asya kapılarına koç başı gibi çarpıla, çarpıla parçalanmayı. Zaten ABD’ye bakıyorum, Kıbrıs’ta Annan Planı diyor. Bu plan ABD emperyalizminin tek kutuplu dünya planının bir parçası. Siz Avrasya’yı Annan Planı’yla birlikte nasıl savunacaksınız. Annan Planı’nı savunanlar, Avrasya’yı savunamaz. Avrasya’ya karşı bir ok gibi Kıbrıs’tan giriyor. ABD gelmiş Irak’ın kuzeyine oturmuş. Aslında tüm dünyaya karşı bir savaş veriliyor. Burada tarafsızlık olur mu? Bakın ABD her yeri parçalara ayırıyor. Türkiye’yi de açıkça bölmekle tehdit ediyor. ABD, kukla devleti genişletmek zorundadır. O kukla devlet bu günkü sınırlarıyla yaşayamaz. Genişletilmek zorunluğu vardır. ABD İsrail ekseninde bütün dünya dünyaya karşı Ortadoğu’da maalesef yer almıştır. Bu tabloda ilginç bir şey çıkıyor. ABD her yanı parçalayarak ulusal devletleri ortadan kaldırıyor. Bakın Yugoslavya’yı parçaladılar o çatlak sürüp gidiyor. Sınırlar o çatlakları önlemez, dünyayı etnik gruplara böldünüzmü o sürer gider. Aynı şekilde Kıbrıs, ben şunu söylüyorum, yalnız Türkiye’nin savunması Kıbrıs’tan başlamaz Rusya’nın, bütün Avrasya’nın da, Fransa ve Almanya’nın savunmalarıda Kıbrıs’tan başlar. Herkes vatanını savunacak temel ilke budur. Rusya da milli devletini savunursa biz ferahlarız. Rusya vatanını savunup, savunmamaya karar verecek. Bizim yönetimimiz ABD’yle birlikte bir komplonun içine girmiş KKTC’ye karşı. Rusya’dan başka ülkelerden KKTC için destek istiyoruz ama bizim kendi hükümetimiz KKTC’yi desteklemiyor. Türkiye’de Atatürk gibi Kemalist bir irade olsa Rusya, Fransa, Almanya, İran hepsi hizaya gelir. Çünkü hepsinin savunması oradan başlar. Şunu söyleyeyim, 1. Türkiye için Avrasya’da olmak bir yaşam sorunudur. Atlantik’te Türkiye’ye yaşam yok. 2. Avrasya’da olmak Türkiye için hedeflerine ulaşma sorunudur.

    EMEKLİ 1.ORDU KOMUTANI ORGENERAL ÇETİN DOĞAN:

    ‘Türkiye’nin milli çıkarlarına uygun politikalar’

    “Rus heyetin açıklamaları, reel politikaya uyan ve Kıbrıs ile ilgili ilişkilerde Türkiye’nin haklı ve ulusal çıkarlarına uygun. Türkiye’nin davranışını destekledikleri izlenimini aldım. Bugünkü dünyada da Avrasya Hareketi, başka bir uluslar topluluğuna düşmanca bakan bir hareket değildir. Dünya düzeni dört ayak üzerine oturur ise daha iyi olacağını düşünüyorum.” İstanbul Üniversitesi’ndeki panelde bir konuşma yapan Emekli 1.Ordu Komutanı Orgeneral Çetin Doğan, Kıbrıs ve Avrasya konularında değerlendirmelerde bulundu. Orgeneral Doğan şunları söyledi: İki noktaya temas edeceğim. Bir tanesi Kıbrıs ile ilgili. İki tarafın kabul edebileceği bir çöçüme evet diyoruz. Toplumlararası görüşmelere evet diyoruz. Aslında, bakılınca bu söz çok doğru ve yadsımamak mümkün değil. Denktaş’ın çok haklı bir tarafı var. İki tarafın pozisyonu, birbirinden o kadar farklı ki, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi anlaşma yaparsa kaybedecek çok şeyi var. Biz bundan vazgeçmeyeceğimize göre, iki toplumlu bir düzen düşünürsek Rum tarafının kazanacağı sadece seyahat özgürlüğü olacaktır. İleride Kıbrıs’ın tümüne sahip olma düşüncesi kafalarında varoldukça çözüm olasılığı yok gibi geliyor. Doğrudan Kıbrıs hükümeti, devleti olarak tek taraflı olarak Güney Kıbrıs Rum Yönetemi’ni kabul etmiş durumdadır. En önemli sorun, eşitler arası müzakereler yapılmıyor ve taraflar üzerinde baskı yapılıyor. Aslında Kıbrıs’ta bir çözüme ulaşılmıştır. Şu anda bir savaş yok, herhangi bir tehlike yok. Bir tek sorun, bizim beceriksizliğimiz sorunudur. İkiyüzbin kardeşimizi kendi ayakları üzerinde durabilecek, ekonomik bakımdan tatmin olabilecek bir yere getiremedik. Bunların kendi devletlerine bağlılığını da tam olarak güçlendiremedik. İkincisi, Avrasya ile ilgili. Bir sandalye düşünün, tek ayak üzerinde dengede durması ne kadar zor ise asgari dört ayaklı sandalyenin ayakta durması o kadar kolaydır. Avrasya’ya coğrafik, stratejik, kültürel yönden bağlanmış olan ülkelerin siyasi ve stratejik işbirliğine gitmeleri de kaçınılmaz olacaktır. Dünya barışı, uluslararası platformda daha fazla işbirliğini gerektirecektir. Türkiye, dünyaya hangi perspektiften bakmalıdır. Yalnız bu sorunun yanıtı bizim elimizde değil. Batının Türkiye’ye bakış açısının, bize biçtiği rolün, bize uygun olup olmadığını batı ile kavgaya tutuşmadan araştırmalıyız.

    “RUSLARIN DEĞERLENDİRLMELERİ GERÇEKÇİ”

    Orgeneral Doğan panelin ardından sorularımızı yanıtladı. Orgeneral Doğan, Rus Heyetin değerlendirmelerine katıldığını belirtti. Ulusal Kanal muhabirinin “Rus heyetin KKTC ve Kuzey Irak değerlendirmelerini nasıl buldunuz?” sorusuna Orgeneral Çetin Doğan şu yanıtı verdi: “Gerçekçi değerlendirmeler olarak görüyorum. Reel politikaya uyan ve Kıbrıs ile ilgili ilişkilerde Türkiye’nin haklı ve ulusal çıkarlarına uygun. Türkiye’nin davranışını destekledikleri izlenimini aldım. Eski deyimleri kullandılar, toplumlar kendi kaderlerini kendileri tayin edecek. Ama, belli oldu ki bu çözüm değildir. Çünkü kaybedecek bir şeyleri yok. İdeolojiler ortadan kalksa da tarih boyunca, coğrafyanın politik çıkar birliğikleri sağladığı belli topluluklar oluşmuştur. Bugünkü dünyada da Avrasya Hareketi, başka bir uluslar topluluğuna düşmanca bakan bir hareket değildir. Kendi arasında, kendi kaynaklarını optimum kullanmak açısından, kendilerinin çıkarlarını daha iyi korumak açısından Herhangi bir kuruluştan kendilerini dışlıyor iseler ki şimdilik öyle görünüyor. Hak arama konusunda uygun olacağını düşünüyorum. Dünya düzeni dört ayak üzerine oturur ise daha iyi olacağını düşünüyorum.”

    MGK Eski Genel Sekreteri Org. Tuncer Kılınç, 11 Aralık’ta yapılan “Avrasya Açısından Irak ve Kıbrıs” paneline bir mesaj gönderdi. Or. Kılınç’ın mesajı şöyle: “AB’nin çeşitli nedenlerle bizi oyaladığını, ABD’nin 1921,22,23 lü yıllardan beri tavrını çok iyi bilen, ayrıca tarihide çok iyi bilen generalimiz açıkça başka arayışlar içinde olunması gerektiğini Türk ulusunun yüzünü doğuya döndürmesinin zorunlu olduğunu ve bu bağlamda Rusya Federasyonu ve İran’la stratejik işbirliği sözleşmeleri içinde dimdik ayakta durmasının gerçekçi bir yaklaşım olacağını vurgulamış idi. Yine hepinizin bildiği gibi özellikle İran Cumhuriyeti’yle böyle bir stratejik birliktelik öneriside çok tartışılmıştı. Dün akşam ki görüşmemizde hala aynı düşünceye sahip olduğunu ve bu düşüncenin gerçekleşmesinin yararını vurguladı. Sanırım, bu da bir başka deyişle biraz önce sayın Dugin’in belirttiği gibi Avrasya’lılık felsefesi ve uygulamaları görüşüyle örtüşüyor gibi geliyor bana.

    Телепартия

    Александр Дугин: Постфилософия - новая книга Апокалипсиса, Russia.ru


    Валерий Коровин: Время Саакашвили уходит, Georgia Times


    Кризис - это конец кое-кому. Мнение Александра Дугина, russia.ru


    Как нам обустроить Кавказ. Валерий Коровин в эфире программы "Дело принципа", ТВЦ


    Спасти Запад от Востока. Александр Дугин в эфире Russia.Ru


    Коровин: Собачья преданность не спасет Саакашвили. GeorgiaTimes.TV


    Главной ценностью является русский народ. Александр Дугин в прямом эфире "Вести-Дон"


    Гозман vs.Коровин: США проигрывают России в информационной войне. РСН


    Александр Дугин: Русский проект для Грузии. Russia.Ru


    4 ноября: Правый марш на Чистых прудах. Канал "Россия 24"

    Полный видеоархив

    Реальная страна: региональное евразийское агентство
    Блокада - мантра войны
    (Приднестровье)
    Янтарная комната
    (Санкт-Петербург)
    Юг России как полигон для терроризма
    (Кабардино-Балкария)
    Символика Российской Федерации
    (Россия)
    Кому-то выгодно раскачать Кавказ
    (Кабардино-Балкария)
    Народы Севера
    (Хабаровский край)
    Приднестровский стяг Великой Евразии
    (Приднестровье)
    Суздаль
    (Владимирская область)
    Возвращенная память
    (Бурятия)
    Балалайка
    (Россия)
    ...рекламное

    Виды цветного металлопроката
    Воздушные завесы
    Топас 5