İP HEYETİ KONFERANS DİVANI’NDA
Gazeteciler Merkez Evi’nin salonunda düzenlenen Konferans, divanın oluşturulmasıyla başladı. Divana Avrasya Partisi Genel Başkanı Aleksandr Dugin, Örgütlenme Sekreteri Pavel Zarifullin, Rusya Federasyonu (RF) Milli Güvenlik Konseyi Üyesi Albert Çernişev, Hanti Mansiysk Bölgesi müftüsü Tahir Hazrat Samatov ve RF Birleşik Devletler Topluluğu (BDT) Bakanlığı Danışmanı Dr. Marianna Arunova’nın yanısıra İP temsilcileri Özcan Buze ve Mehmet Perinçek de seçildi.
TORUN ŞOSTAKOVİÇ’İN AVRASYA MARŞI
Divanın oluşturulmasının ardından Kurucu Konferans, ünlü Sovyet kompozitörü Dmitri Şostakoviç’in torunu D. Şostakoviç’in Avrasya Hareketi için bestelediği “Avrasyalılar Marşı”nın çalınmasıyla açıldı.
Marşın büyük bir coşkuyla ayakta dinlenmesinin ardından Avrasya Partisi’nin Genel Başkanı Aleksandr Dugin, Konferansı açış konuşmasını yaptı.
KOMÜNİST PARTİSİ VE TÜRK CUMHURİYETLERİ DESTEKLİYOR
Avrasyacılığın büyük bir potansiyeli harekete geçirebileceğini belirten Dugin, Putin’in desteklediği Birleşik Rusya Partisi ve Rusya Federasyonu Komünist Partisi’nin kendisiyle yaptıkları görüşmelerde ve yayınlarında Avrasya ilkelerini kabul ettiklerini, Avrasyacılığı desteklemeye hazır olduklarını belirttiklerini söyledi. Dugin, ayrıca Kazakistan Devlet Başkanı Nursultan Nazarbayev ile yaptığı kişisel görüşmeler yanında, Kuçma’nın, Lukaşenko’nun, Akayev’in, Rahmanov’un, Aliyev’in, Koçaryan’ın önderlik ettiği diğer Orta Asya ve Kafkasya devlet yöneticileriyle yaptığı görüşmelerde bütün bu devletlerin Avrasyacılığa büyük bir ilgi duyduklarını ve bunu desteklemeye hazır olduklarını belirtti. İngiltere’den Türkiye’ye, Lübnan’dan Pakistan’a kadar bir çok kardeş Avrasyacı hareketin var olduğunu vurgulayan Dugin, bu hareketlerin Uluslararası Avrasya Hareketi’nde hiçbir partinin uydusu olmaksızın, eşit katılımla birleşeceklerini sözlerine ekledi, hareketin Avrasya davasını yayacak herkese açık olduğunu vurguladı.
“MİLLİ DEVLETLERİN KÜRESELLEŞMEYE KARŞI MÜCADELESİ”
Dugin, Avrasyacılığın bugünkü postmodern sistemin alternatifi olduğunu şöyle vurguladı:
“Biz, postmodern dönemde yaşıyoruz. Bu demektir ki, Yeni Zamanlar, modernizm bitmiştir. Aydınlanma döneminin temelinde yatan sosyal, kültürel, ideolojik, politik, bilimsel ve ekonomik bütün modeller kendini tüketmiştir. Postmodernizm küreselleşmedir; ultraliberalizmdir; tek kutuplu dünyadır; bütün geleneksel devlet, milletten aileye kadar her şeyden vazgeçiştir. Devletin yerini ‘açık toplum’, geleneksel dayanışmanın yerini sekterlik ve kayıtsızlık, halkçılığın yerini bireycilik almaktadır. Postmodernizm, egemenliği, devletliliği, milleti, bilimsel rasyonalizmi ortadan kaldırmaktadır.”
SOSYALİSTLER İLE MUHAFAZAKARLARIN İTTİFAKI
“Tarihin sonunun” geldiği iddialarına karşılık liberal olanlarla olmayanların mücadelesinin devam ettiğini belirten Dugin, aynı Aydınlanma döneminde olduğu gibi yeniden postmodernizme karşı mücadelenin şart olduğunu belirtti. Dugin, pratikte postmodernizme karşı mücadelenin milli devletlerin küreselleşmeye, Avrasya’nın Atlantik’e, gerçek ekonominin finansizme ve sanal ekonomiye verdiği mücadele anlamı taşıdığını belirterek şunları söyledi:
“Postmodernizmin tarafına düşmemiş, modernizm yandaşları bugün aynı barikattalardır. Bu da bugün sosyalistlerin ve muhafazakarların yan yana gelebilmesini mümkün kılmaktadır.”
RUSYA’DA ATLANTİKÇİLER KAYBEDİYOR
Modernizmin unsurlarının, örneğin sosyalizmin, reel sanayinin, milli devletin postmodernizmin antitezi olduğunu vurgulayan Avrasya Partisi Başkanı, güncel politika konusunda şunları belirtti:
“Bugün Rusya’da içinde bulunduğumuz duruma sessiz kalmamız mümkün değildir. Ancak olumlu gelişmeler de görüyoruz. Putin, sonunda Putin oldu. Görüyoruz ki, Rusya’nın politik hayatında Atlantikçi, küreselleşmeci, ultraliberal çizgiyi hakim kılanlar ön planda değiller artık. Liberal-Batıcı acentaların anahtar figürleri büyük güç kaybetti. İşte biz, Avrasyacılar, bunları destekliyoruz.”
Avrasya vatanseverliğinin tam anlamıyla şovenizmin ve mikro milliyetçiliğin anti-tezi olması gerektiğini vurgulayan Dugin, bir Avrasya televizyonunun kurulmasının da önlerinde bir görev olduğunu belirterek sözlerine son verdi.
İLK SÖZ PERİNÇEK’E
Avrasya Medya Forumu Örgütsel Kurulu Başkanı ve Kazakistan Devlet Başkanı Nursultan Nazarbayev’in kızı Dariga Nazarbayeva’nın kutlama mesajının okunmasının ardından Konferans’ın ilk sözü İşçi Partisi’ne verildi. Mehmet Perinçek, İP Genel Başkanı Doğu Perinçek’in “Kıbrıs-Kuzey Irak Hattı Avrasya’nın Ön Cephesidir” başlıklı bildirisini Rusça olarak okudu. Bildiri, katılımcıların yoğun ilgisiyle karşılandı.
“KIBRIS VE KUZEY IRAK KONUSU AYDINLANDI”
Avrasya Partisi ertesi gün yayımladığı basın metninde Perinçek’in bildirisinin, Kıbrıs ve Kuzey Irak konusunda çok önemli sorunları aydınlattığını belirttiler ve bildirinin tam metnini internet sitelerine koydular. Konferansa sunulan diğer bildiri ve yapılan konuşmalarda kapsamlı bir görüş birliğinin olduğu ortaya çıktı. Rusya İslam Komitesi Başkanı Geydar Cemal de yaptığı konuşmada küreselleşmeyi sert bir dille eleştirdi ve ABD’nin İslam’a karşı savaş açtığını belirtti.
PERİNÇEK, YÜKSEK KONSEY’E SEÇİLDİ
Konferansın sonunda Uluslararası Avrasya Hareketi’nin Yüksek Konseyi için seçimler yapıldı. Rusya Avrasya Partisi’nin Genel Başkanı Aleksandr Dugin başkanlığa getirilirken, Rusya Federasyonu Dışişleri Bakan Yardımcısı ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Özel Temsilcisi Viktor Kalyujnıy, Rusya Federasyon Konseyi (parlamento üst kanadı) Uluslararası İlişkiler Komitesi Başkanı Mihail Margelov, Rusya ve Birleşik Devletler Topluluğu Avrupa Ülkeleri Müslümanları Yüksek Müftüsü Talgat Tacuddin, Rusya Federasyonu Olağanüstü ve Tam Yetkili Büyükelçisi ve eski Türkiye Büyükelçisi Albert Çernışev, Rusya Federasyonu Adalet Bakanlığı Siyasi Partiler ve Kamu Hareketleri Dairesi Müdürü Aleksey Jafyarov gibi Rusya devletinde önemli görevler üstlenmiş kişiler Avrasya Hareketi’nin Yüksek Konseyi’ne seçildiler.
İP Genel Başkanı Doğu Perinçek de oybirliğiyle Yüksek Konsey’e seçildi. Yüksek Konsey’de önemli bilim adamları ve yazarlar da bulunuyor. Ayrıca Rusya eski Başbakanı Yevgeni Primakov’un ve Devlet Duması Başkanı Gennadi Seleznyov’un da Yüksek Konsey’e girmeleri bekleniyor.
Uluslararası Avrasya Hareketi yöneticileri, Yüksek Konsey’de Türkiye’den de önemli şahsiyetlerin yer almasının hareketi güçlendireceğini ifade ederek bu konuda İP’den yardım istediler. Önümüzlerdeki günlerde Yüksek Konsey’in yürütme görevini üstlenecek Avrasya Komitesi de oluşturulacak. Doğu Perinçek, bu komitenin içinde de bulunacak.
RUS DEVLET YÖNETİCİLERİYLE GÖRÜŞMELER
İP heyeti, Konferans çalışmalarından sonra Rus devletinin çekirdeğinde yer alan üst düzey yönetici ve diplomatlarla görüş alışverişinde bulundu. İP heyetinin görüştüğü diplomatlar arasında Dışişleri Bakanlığı Transkafkasya ve Ortadoğu Dairesi eski Başkanı ve şu anda Ulusal Güvenlik Konseyi Üyesi olan Anatoli Zaitsev ve Rusya Federasyonu Olağanüstü ve Tam Yetkili Büyükelçisi ve eski Türkiye Büyükelçisi Albert Çernışev de bulunuyor. İP heyeti Uluslararası Avrasya Hareketi Yüksek Konseyi Başkanı Aleksandr Dugin ve Örgütlenme Sekretaryası Başkanı Pavel Zarufulin ile de iki saati aşkın süre görüştü.
RUS YÖNETİCİLERİ ARTIK KKTC’Yİ “GÖRÜYORLAR”
İP heyeti, Rusya devlet ricaline dahil şahsiyetlerle yaptığı görüşmelerde şu izlenimleri edindi: Rus devleti Kıbrıs ve Kuzey Irak’ın tek cephe haline geldiğini, Kuzey Irak’ta bir kukla devletin tüm Avrasya için büyük tehdit oluşturduğunu ve bu tehdidin ancak Rusya ve Türkiye’nin de dahil olduğu bölge ittifakıyla bertaraf edilebileceğini saptıyor. Burada Türkiye’nin direnişinin büyük önem taşıdığı, Türkiye’nin Kıbrıs’taki konumunun zayıflamasının Kuzey Irak’taki direnişini de zaafa uğratacağı görülüyor. Millî Güvenlik Konseyi Üyesi bir yetkili, Kıbrıs Rum ve Türk kesimlerinin ABD baskısıyla birleştirilmesine karşı olduklarını belirtti. Birleşik Kıbrıs’ın artık Rusya ve Avrasya’nın çıkarlarına aykırı olduğunu vurguladı.
“KIBRIS’TAKİ FİİLİ DURUMU KABUL ETMEK GEREKİR”
Aynı şekilde üst düzey bir diplomat, prensip olarak Kıbrıs’ta iki halkın birlikte yaşamalarından yana olduklarını, ancak hayal kurulmaması gerektiğini ve iki halkın birlikte yaşamaya zorlanarak olumsuz gelişmelere zemin hazırlanmasını doğru bulmadıklarını vurgulayarak şunları belirtti: “Tabii ki çözüm aranmalı. Belki federasyon, belki de konfederasyon olabilir. Ama taraflar buna yanaşmıyorlarsa, bugünkü fiili durumu kabul etmek gerekir.”
İP heyeti, bu görüşlerin Türkiye ve KKTC’de bilinmesinin önemli olduğunu belirtti. Bunun üzerine, KKTC’de 14 Aralık’ta yapılacak seçimler öncesinde bazı şahsiyetlerin Türkiye’ye gelmesi prensip olarak kabul edildi.
PATLAMALAR VE CIA-MOSSAD DEĞERLENDİRMESİ
Irak’ta durumu da değerlendiren Rus devlet yetkilileri, ABD’nin büyük bir batağa saplandığını ve beklenenden çok daha önce Irak’ı terk etmek zorunda kalacağını belirttiler. İşgalin sona ermesinden sonra ise Saddam Hüseyin olmasa bile iktidarın yine Baas’a geçeceğinden eminler. Türkiye’deki patlamalarla ilgili kişisel görüşü olarak CIA-MOSSAD parmağına dikkat çeken Rusya Milli Güvenlik Konseyi üyesi, bazı küçük örgütlerin taşeron olarak kullanılabileceğini ama esas olarak arkasındaki gücü görmenin önemli olduğunu vurguladı. Ayrıca Rusya’da en çok izlenen siyasal internet siteleri sıralamasında ikinci sırada bulunan Avrasya Partisi’nin sitesi (www.evrazia.org), İP Genel Sekreteri Mehmet Bedri Gültekin’in “İstanbul’daki Patlamaların Arkasında Washington’daki Savaş Çetesi Var” başlıklı basın açıklamasını Rusçaya çevirip tam metin yayımladı.
“AVRASYACILIK TÜRK VE RUS EKSENLİDİR”
Kurucu Konferansın ertesi günü İP Heyeti Uluslararası Avrasya Hareketi’nin başkanlığına seçilen Aleksandr Dugin’le bir görüşme yaptı. Avrasyacılık açısından Rusya’nın Türkiye’yle ilişkilerini geliştirmesinin önemine dikkat çeken Dugin, şunları söyledi:
“Avrasyacılığın iki çizgisi var. Türk eksenli ve Rus eksenli. Bunlar birbirine alternatif değil, tam tersine birbirini besleyen ve birleşmesi gereken akımlar. Rusya’da Avrasyacılık adıyla hareket eden iki örgüt var. Birincisi Avrasyacı Rusya Partisi. Bunlar fundamentalist Vahabilerin temsilcileri. Tayyip Erdoğan’la da ilişkileri var. Ancak Avrasya’nın değil, ABD’nin Avrasya politikalarını savunuyorlar. Diğeri ise bizim partimiz. Ayrıca Putin de birçok kez Rusya’nın Avrasya’ya dahil olduğunu vurguladı. Kazakistan’da ise Avrasyacılık, bizim anladığımız anlamda, resmî ideoloji. Bu yüzden Türkiye ile Rusya’nın yanına üçüncü bir Avrasya dinamiği olarak Kazakistan’ı da eklemek gerekir.
SAMİMİ MİLLİYETÇİLER AVRASYACILIĞA YAKLAŞIYOR
“Rusya’da iktidarın dış politikasını etkileyen üç akım var: Birincisi aşırı Amerikancılar, ikincisi yeni doğan millî okul, yani milliyetçi-şovenist akım. Üçüncüsü ise Avrasyacılar. Primakov’u hariç tutarsak Yeltsin zamanında ağır basan aşırı Amerikancılardı. Fakat şu sıra Batıcı çizgi zayıflıyor. İkinci ve üçüncü çizgiler güçleniyor. Bu süreç devam edecek. Özellikle Valuşin’in gidişi bu süreci daha da güçlendiriyor. Milliyetçi çözüm daha kolay, Avrasyacı çözüm ise daha zor gözüküyor. Ama daha doğru ve dengeli olan Avrasyacı çözümdür.
“Bu süreçte aşırı Atlantikçiler fikirlerini açıkça savunamıyorlar, o yüzden politikalarını milliyetçi-şovenist çizgi üzerinden yürütmeye çalışıyorlar. Samimi milliyetçiler ise Avrasyacı akıma yaklaşıyor. Bu yüzden Avrasyacılık anlamında millî kuvvetleri toparlamak önem taşıyor. Cepheyi geniş tutmak lazım, her kim küreselleşmeye karşı mücadele ediyorsa onları Avrasyacı akıma çekmek önemli. Dini hareketler dahil.”
İP’NİN DÜZENLEDİĞİ AVRASYA KONFERANSLARIYLA BİRLEŞME KARARI
İP heyeti, tekrar Kuzey Irak-Kıbrıs hattına dikkat çekti ve Avrasyacılığın kilit meselesinin bu süreçte bu cephede olduğunu vurguladı. Dugin, gerek daha önceki temasların gerekse Doğu Perinçek’in Konferans’a yolladığı bildirisinin bu konuda zihinleri daha da berraklaştırdığını belirtip teşekkür etti.
İP Merkez Komite ve Uluslararası İlişkiler Bürosu üyeleri Özcan Buze ve Mehmet Perinçek’ten oluşan heyet, İP’nin 1996 ve 2000 yıllarında düzenlediği I. ve II. Uluslararası Avrasya Konferansları hakkında bilgi verdi. Bu konferanslara, dünyadan hükümet ve ana muhalefet partileri düzleminde 40 kadar Bilimsel Sosyalist ve anti-emperyalist parti katılmış ve 2000 yılında Avrasya İnisiyatif Komitesi kurulmuştu. Sonuç olarak bu iki hareketin birleştirilmesine ve ortak çalışmaların başlatılmasına karar verildi.
“GÜRCÜSTAN’DA TÜRKİYE İLE RUSYA ARASINA KAMA SOKULDU”
24 Kasım günü Avrasya Partisi’nin Örgütlenme Sekreteri Pavel Zarifullin ile bir görüşme daha yapıldı. Türk ve Slavların Avrasya’nın iki motor kuvveti olduğunu belirten Zarifullin, bu stratejik birlikteliği Batı ülkelerinin hep bozmaya çalıştığını, iki ülkeyi birbirine kışkırtarak bu coğrafyada kendi emellerini gerçekleştirmeye yeltendiklerini vurguladı. Türklerin ve Slavların coğrafi anlamda tam olarak Avrasyalı olduklarını belirten Zarifullin, önemli olanın kan ve din bağı değil, jeopolitik ortaklık olduğunu vurgulayarak, Gürcüstan’daki son gelişmeler konusunda şu yorumu yaptı:
“Artık ABD’nin Amerikancı Şevardnadze’ye bile tahammülü yok. Bölgede tam kölelik yapacak iktidarları oluşturuyor. Şevardnadze’nin yıpranması üzerine ABD böyle bir darbeyi uygun görmüş olabilir. Türkler ile Slavların arasına kama sokulmuştur. Türkiye ile Rusya arasında aşırı Amerikancı bir Gürcüstan rahatsızlık yaratacaktır.”